12 Haziran 2016 Pazar

YAKIN TARİHİN İZİNDE BALKANLAR 1.KISIM KOSOVA SAVAŞI

 

Balkanlar


Balkanlar veya Balkan YarımadasıAvrupa kıtasının güneydoğu kesiminde, İtalya Yarımadası'nın doğusu, Anadolu'nun batısı ve kuzeybatısında yer alan coğrafi ve kültürel bölgedir. Bölge için bazı yayınlardaGüneydoğu Avrupa terimi de kullanılır.
Bölge adını batıdan doğuya uzanan ve Bulgaristan’ı ikiye bölen dağ silsilesinden almıştır. Önceleri bu sıradağların adı olarak kullanılan Balkan, daha sonraları tüm bu bölge için kullanılmaya başlanmıştır. “Balkan” sözcüğüne bütün dillerde rastlanır. Balkanlar'ın bazı kısımlarındaki çok yönlü geri kalmışlık sebebiyle bölge genel olarak, Avrupa'nın sorunlu yerlerinin başında kabul edilir. Osmanlı İmparatorluğu’nun bölgedeki hükümdarlığının bitişinden itibaren Balkanlar’ın paylaşımına dair sıkıntılar günümüze dek sürmüştür. Bölgede, 49 milyon civarında insan yaşar.
Osmanlı İmparatorluğu’ndan önce, Antik ve Orta Çağ kaynaklarında, topografik durumu iyi bilinmeyen bölgedeki dağların bazı kısımlarına Haemus (YunancaΑἵμου veya Αἵμος) denirdi.

Köken Bilimi

Bölgenin adı olan Balkan veya Balkanlar sözü Türkçedir. Bu söz Türk Dil Kurumu tarafından "öz. a. Hırvatistan, Sırbistan, Karadağ, Kosova, Slovenya, Arnavutluk, Makedonya, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Romanya, Yunanistan ve Trakya'yı içine alan bölge" şeklinde belirtilir. Kelimenin yapısında yer alan Balkan sözünün, "sarp ve ormanlık sıradağ; sık ormanla kaplı dağ; yığın, küme; sazlık, bataklık" gibi anlamları vardır. Dünyadaki diğer dillere de Türk dilinden geçmiştir.
Kelime, Osmanlı Türkçesinde yaygın bir kullanıma sahip olmuştur (Golyak Balkanı, Bor Balkanı, Bababalkanı vb.).Osmanlı son döneminde ünlü sözlük yazarı ve edebiyatçı Şemseddin Sami tarafından oluşturulan Kamus-ı Türkî adlı ünlü sözlükte "Sarp ve müselsel veya ormanla mestur dağ, silsile-i cibal" şeklinde Balkan sözünü belirtmiş, ayrıca "Rumeli kıtasını garbdan şarka şakk eden silsile-i cibal ki buna izafetle kıta-i mezkûreye Balkan şibh-i ceziresi denir." şeklinde de kelimenin gelişimini açıklamıştır.
Bölge adının yapısında bir kelime ve ona eklenen çokluk eki vardır: Balkan+lAr. Balkan (Ad) +lAr (Çokluk eki) yapılarından oluşur. Türkçe "-lAr" çokluk eki ile kurulan "Balkanlar" ismi, bu ekin "aile, boy, millet, topluluk, grup" anlamını veren işlevi[8] ile "sarp ve ormanlık sıradağların olduğu yer" anlamında kalıplaşmıştır.

Coğrafya



Balkanlar, güneybatıda Adriyatik Denizi ve İyon Denizi; güneyde Akdeniz; güneydoğuda Ege DeniziMarmara Denizi; doğuda Karadeniz ile çevrili bir yarımadadır. Kuzey sınırlarını TunaSava ve Kupanehirleri oluşturur. Kuzeybatıdan (Trieste Körfezi) güneye ve doğuya dek olan bölge sınırları denizlerle çevrilidir: Adriyatikİyon DeniziAkdenizEge DeniziÇanakkale BoğazıMarmaraİstanbul BoğazıKaradeniz. Karadeniz kıyılarında, Tuna'nın döküldüğü yerden Tuna boyunca kuzey sınır Belgrad'a ulaşır. Burada Sava boyunca devam edip Hırvatistan-Bosna-Hersek hudut hattından batıya ilerleyen kuzey sınırı Slovenya'ya girer. Čatež ob Savi köyünde Krka Nehri'nden devam eden kuzeybatı sınırı, nehrin ağzı Gradiček'in batısından Vipava Nehri üzerinden ilerleyip İtalya'ya geçer. Goriziayakınlarında Soča Nehri ile birleşen sınır, Trieste Körfezi kıyısındaki Monfalcone yakınlarında Adriyatik'e bağlanır. Balkanlar'ın toplam yüzölçümü 504.884 km²'dir. Ayrıca Balkan coğrafyasındaUTC+01:00 (Hırvatistan, Slovenya, Bosna-Hersek, Karadağ, Arnavutluk, Kosova, Sırbistan, Makedonya) ve UTC+02:00 (Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Türkiye) olmak üzere iki zaman dilimikullanılmaktadır.
Balkanlar'ın veya coğrafi adla Balkan Yarımadası'nın doğu, güney ve batı sınırları hakkında mevcut görüş birliğine rağmen, kuzey sınırları tartışmalıdır. Bazı coğrafyacılar kuzey sınırını Tuna ve Dravanehirleri olarak kabul eder, bazıları da sınır Karpat Dağları'nın doğusundan geçirir. Balkan Yarımadası'nın kıyıları, Akdeniz sistemine dâhil olan altı denize açılmaktadır. Bu durum, Balkanlar'ın, Akdeniz stratejisindeki çok boyutlu yerini vurguladığı gibi Balkan ülkelerinin çoğunun deniz ulaştırması ve denizcilik alanlarındaki gelişmelerine de ışık tutmaktadır.
Balkanlar'da muhitlerin coğrafi yapısına bağlı olarak iklimde değişiklikler görülür. Adriyatik ve Ege kıyılarında Akdeniz iklimi hâkimdir. Karadeniz kıyılarında iklim, nemli subtropikal ve ılıman okyanustipindedir. İç kesimlerde ise nemli kıtasal iklim görülür. Yarımadanın kuzeyi ile dağlık alanlarda kışlar soğuk ve karlı, yazlar sıcak ve kurudur. Güney kesimlerde kışları iklim hafiftir. Nemli kıtasal iklim, Slovenya geneli, Kuzey Hırvatistan, Bosna-Hersek, Arnavutluk içleri, Kuzey Karadağ, Kosova, MakedonyaBulgaristanSırbistan ve Romanya'da görülür. Geri kalan ve yaygın olmayan iklim tipleri olan nemli subtropikal iklim ve okyanus iklimi, Bulgaristan'ın Karadeniz kıyılarında ve Türkiye'de görülür. Akdeniz iklimi, Slovenya kıyılarında, Güney Hırvatistan, Arnavutluk kıyı kesiminde, Yunanistan'da,Güney Karadağ'da ve Türkiye'nin Ege kıyılarında görülür.





Savaşın Tarafları


Ek Bilgi :Kosova Kurtuluş Ordusu

Kosova Kurtuluş Ordusu (KKO veya KLA veya UÇK; ArnavutçaUshtria Çlirimtare e Kosovës) 1990'ların sonunda Kosova'nın Sırbistan'dan ayrılması için savaşan etnik Arnavut ayrılıkçı gerilla hareketidir. 1993'te kurulan örgüt, 1997'den sonra Sırplara karşı savaşmaya başlamıştır. UÇK Yugoslavya  tarafından terör örgütü kabul edilmiştir. Dönemin başbakanı Miloseviç idi.
1998-1999 Kosova Savaşı'ndan sonra Kosova Cumhuriyeti hükümetine girerek ordu kadrolarına alınmıştır.
Aralarında Fatmir Limay'ın da bulunduğu 7 UÇK komutanı, Sırplara karşı savaş suçu işlemekten yargılanmaktadır.
Günümüzde Başbakan Haşim TaçiRamuş HaradinayAgim ÇekuAlbin Kurti de dahil Kosova'nın önde gelen siyasilerinden hemen hepsi UÇK mensubudur.
UÇK mensupları, Makedonya'yı iç savaşa götüren Makedon-Arnavut çatışmasının da sebebi olarak görülmektedir. Buradaki UÇK mebsupları, Lahey'deki Savaş Suçları Makemesi'nde yargılanmıştır.
21 Nisan 2015 sabah üzerinde UÇK amblemleri taşıyan yaklaşık 40 kişilik silahlı bir grup Kuzey Makedonya’da Kosova sınırındaki bir sınır karakolunu basmıştır.
Bir ilginç detay ise aslında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Hamdi Yiğit Okur ya da Kosova'daki ismiyle Hamdi Yiğit Maloku, Kosova Kurtuluş Ordusu'nun en küçük askeridir.

Kosova Savaşı


1998-1999 Kosova SavaşıYugoslavya Federal Cumhuriyeti ordusunun, bağımsızlık isteyen Kosova Kurtuluş Ordusu’na ve bu örgüt yanında yer alan milis güçlerine karşı yürüttüğü operasyon ve buna karşıNATO'nun başlattığı müdahaledir.
NATO'nun Yugoslavya'ya karşı hava saldırılarına başlamasıyla, Yugoslavya kimliği altında Sırp ordusu ve milis güçleri tarafından Kosovalı Müslüman sivillere karşı etnik temizlik girişimi başlatılmıştır.
1998-1999 Kosova Savaşı'nın aşamaları aşağıdaki başlıklarda toplanabilir.
  • Tarihsel Geri Plan

    Sırplar ve Arnavutlar, 20. yüzyıl boyunca bölgenin kontrolü için yarışmışlardır. Sırplar toplam nüfusun % 10'una sahip olmalarına rağmen, tarihsel ve duygusal olarak bölgenin önemi onlar için çok büyüktür. Kosova’da yaşayan bir diğer millet olan Türkler, Sırp-Arnavut çekişmesinde çeşitli sosyal ve kültürel sebeplerden dolayı genellikle Arnavut tarafında yer almışlardır. Sırpların ta 1389 senesine I. Kosova Muharebesi’ne dayanan ve Türklere karşı olan ters duruşları, Kosova meselesinde merkezde olmuştur. 1990’larda artan Sırp milliyetçiliğinin beslendiği ve hatta temellendiği bu husus, son Kosova Savaşı öncesinde Kosova’daki Türkleri ve Arnavutları (Müslüman olmaları sebebiyle Goralılar, Boşnakları da) karşı cephede tutmuştur.
    28 Haziran 1389’da cereyan eden Birinci Kosova Savaşı’nda Osmanlı Ordusu’nun karşısında yenik düşen Hristiyan ittifakının liderliğini, Osmanlı güçleri tarafından öldürülen Sırp Prens Lazar Hrebelyanoviç yapmıştı. Birinci Kosova Savaşı’nı kazanmış gibi davranan Sırplar, 28 Haziran tarihini en kutsal günleri arasında saymakta ve “Vidovdan” adı altında kutlamaktadırlar. Her şeyden önce Prens Lazar Sırp Ortodoks Kilisesi tarafından tanrısallaştırılmıştır. Mevcut mitolojiye göre, Birinci Kosova Savaşı’nın arifesinde bir melek Lazar’a seslenerek, “fani çarlık” ile “ilahi çarlık” arasında bir seçim yapmasını istemiştir. Sırplara göre Lazar ilahi çarlığı seçmiştir. Dahası, Lazar ile İsa arasında benzerliklerin kurulduğu da görülmektedir.Genel olarak Kosova Savaşı ve bu savaşta yer alan karakterler hakkındaki Sırp yorumları, Hıristiyan mitolojisindeki olaylar ve karakterlerle karışmıştır. karşı yürütülen Kosova Savaşı hakkında yazılan destansı halk şiirleri, en iyi bilinen ve en güzel kabul edilen şiirlerdir. Bütün bunlar ise, Sırpların Kosova’ya “Sırbistan’ın Kudüs’ü”, “Sırp dinî değerlerinin ve Sırp medeniyetinin beşiği” gözüyle bakmasına yol açmıştır.

    1974 Yugoslavya Anayasası, Kosova'yı özerk bir Sırp bölgesi olarak kabul etmiştir. Bağımsızlık baskısı 1980'den sonra Yugoslavya başkanı Josip Broz Tito'nun ölümünden sonra artmıştır. Bu 10 yılın ikinci yarısında,Slobodan Miloseviç Sırp Komünist Partisi'nde ikinci adam olduğunda, Yugoslavya Federasyonunda Kosova'yı nefret politikasının bir parçası olarak kullanmıştır.
    Miloşeviç, politik oportunizm ile beslenerek Sırp milliyetçiliğinin lideri olmuştur. 1987 yılında Kosova'ya gönderildiğinde, bu fırsatı iyi değerlendirdi. Televizyondan bir gecede ününü yapacağı, doğaçlama sözünü söyledi:Hiç kimse tekrar sizi yenmeye cesaret edemeyecek. İki yıl sonra, Yugoslavya başkanı olduğunda, Kosova'nın özerkliğini iyice ortadan kaldırdı. Sırp milliyetçiliği artık yürüyüşe geçmişti.

    Ek Bilgi :I. Kosova Muharebesi

    I. Kosova Savaşı veya Birinci Kosova Meydan Muharebesi, Sultan I. Murad önderliğindeki Osmanlı ordusu ile Sırp kumandanı Lazar Hrebelyanoviç önderliğindeki çok uluslu Balkan ordusu arasında 28 Haziran 1389 tarihinde yapılan muharebe.

    Kitlesel Protestolar

    1991 yılında yerel etnik Arnavut liderler tek taraflı bağımsızlık ilan etmelerine rağmen, 1990'lı yıllarda bağımsızlığı güvence altına almayı ve otonomiyi geri getirmeyi amaçlayan pasif direniş harekâtı başarısız oldu.
    1990'lı yılların ortasında, etnik Arnavut isyan harekâtı, Kosova Kurtuluş Ordusu (KKO), Sırp hedeflerine saldırmaya başladı.

    1998 yılının yazında, Arnavutlar Sırp yönetimine karşı kitle protestolarına başladılar. Polis ve ordu kuvvetleri KKO'yu ezmek için gönderildi.

    NATO'nun Yugoslavya'ya Saldırısı

    Kosovalı Müslümanlara (Arnavut, Türk vb.) yapılan baskının devam etmesi üzerine, NATO, Kosova ve Sırbistan'da bulunan hedeflere Mart 1999 tarihinde hava operasyonlarına başladı.
    Aynı zamanda, Kosovalılara karşı, Sırp güçleri tarafından etnik temizliğe başlandı. Yüz binlerce mülteci ArnavutlukMakedonyaTürkiye ve Karadağ'a kaçmaya başladı.Uluslararası Lahey Adalet Divanı araştırmalarında en az 20.000 cesede ulaştığını açıkladı.
    11 haftalık NATO bombardımanından sonra, Miloşeviç birliklerini ve polislerini geri çekmeye zorlandı. 750.000 Kosovalı mülteci evlerine geri döndü. Bu bölgedeki Sırp nüfusun yarısına tekabül eden 100.000 Sırp evlerini terk etti. Birleşmiş Milletler, Kosova'nın bağımsızlık ya da Sırp egemenliğinden birine dönene kadar bölgeyi kontrolü altına aldı.
    Mayıs 1999 tarihinde, bombalama hâlâ devam ediyordu. Miloşeviç, insanlığa karşı suç işlediği için Uluslararası Lahey Adalet Divanı'na verilen görev başındaki ilk devlet başkanı oldu.
    İddianame'ye göre, Miloşeviç ve bazı işbirlikçileri, doğrudan 750.000 Kosovalının mülteci durumuna getirilmesi ve etnik Arnavut oldukları için 6000 kişinin öldürülmesinden sorumlu tutuldu. İddianame, insanlığa karşı altı belirli suçtan oluşuyordu. İddianamede, SkenderayYakova ve Büyük Kruşa şehir ve kasabalarında erkeklerin kadınlardan ayrılarak makineli tüfeklerle katledilmelerinin detayları ile anlatılıyordu

    Yeni Mahkeme


    Sırpların, katliam seviyesinde insan hakları ihlalleri yaptığı, fakat aynı zamanda devam eden savaşta intikam saldırılarına uğradıkları ortaya çıktı.
    1999 yılının ikinci yarısında, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü araştırmacıları, 3.000 tanık ve yaşayan ile mülakat yaparak, korkunç cinayet, yaralama ve ırza geçme olaylarını açığa çıkardı.
    2002 yılının başlarında, soykırım ve insanlığa karşı suçlardan Miloşeviç Lahey'de yargılanmaya başlandı. Mart 2006 tarihinde ölümüne kadar bu yargılama sürdü.

    Film Önerisi

  • Sanatsal bir kısa film;Savaşı çocukların gözünden görmeye ne dersiniz!
  • Filmin adı:SHOK

1 yorum:

  1. OLABİLİR.SAVAŞIN KÖTÜLÜGÜNÜ GÖRMEK AÇISINDAN OLABİLİR

    YanıtlaSil